Aile TerapisiEvlilikte Aldatma ve Sonrası: Terapinin Sunduğu Destek ve İyileşme Yolları

Ankara Psikoterapi

Evlilikte Aldatma ve Sonrası: Terapinin Sunduğu Destek ve İyileşme Yolları

Evlilik ve çift terapilerinde çiftin ilişkisinin bir bütünün iki önemli parçası olduğu düşüncesiyle hareket eder ve her iki eşin de tam katılımı ve sürece dahil olan katkı ve çabaları varlığında bu terapi seansları gerçekleştirilebilir. Terapistler, evlilik ve çift terapilerinde üstlendikleri görevde çiftin ilişkisini, sorunları olan ve yürümekte güçlük çeken bir aracın bütünlüğünü korumaya çalışarak ihtiyaçlarını ve bozulma sebeplerini ortaya çıkararak tamirini sağlamak gibi geniş bir kapsayıcılıkla bakarlar. Evlilik ve çift terapilerinde amaç, çiftin sürdürmeye kararlı olduğu ilişkilerini onarmalarına ve sorunlarını çözmelerine yardımcı olmak olduğu gibi çifti oluşturan bireylerin öznel alanlarını da koruyarak aralarındaki sekteye uğramış sevgi, saygı ve muhabbeti yeniden hatırlatmak ve zaman ve olumsuz yaşam koşullarından dolayı kaybedilen veya zayıflayan bağları güçlendirmektir. Evlilik dışı kurulmuş ilişkiler terapist ile bireysel paylaşılıp diğer eşten gizlenmesi koşuluyla terapiye dahil olmayı teklif eden bir taraf söz konusu ise bu şartlar altında evlilik ve çift terapisi gerçekleştirilemez ve terapist bu koşullar altında terapiyi durdurur ve arzu edilen çift terapisi yapılamaz. Bu şartlar dileyen eş bireysel terapiye devam edebilir. Evlilik ve çift terapisinin eşlerin birbirine ve terapiste dürüst bilgi aktarımı ve evlilik dışında başka bir ilişki yürütmeye çalışarak diğer eşin iknasına dayalı bir çalışma kesinlikle değildir. Evlilik ve çift terapilerinde boşanmadan önce çevreye ve yakınlarına göstermelik olarak ilişkiyi kurtarmak için terapiye bile gitdim, ben elimden geleni yaptım gibi sahte bir amaç yoksa her zaman için samimi niyetler ile ve sevgi ve saygının tamamen veya büyük ölçüde korunduğu ilişkiler birlikteliğin devamına yönelik olumlu gelişmelerin olma ihtimali her zaman için mevcuttur. Evlilik ve çift terapilerinde cinsel sorunlar, maddi problemler aile birliğini sarsıcı eşlerden birinin veya her ikisinin birden alkol, uyuşturucu kullanımı, kumar, istismar, psikolojik şiddet veya fiziksel şiddet gibi kabul edilemez unsurların bulunması durumunda evlilik ve çift yaşantısının sürdürülebilirlik oranı ve ilişkinin devamlılığı olasılığı zayıflamaktadır. Evlilik ve çift yaşantısında barınma, beslenme, sağlık ihtiyaçları gibi temel gereksinimlerin sağlanamadığı, çocukların bakım, eğitim giderlerinin karşılanamadığı durumlarda da evlilik bu ve yaşamı ağırlaştırıcı yukarıda saydığımız diğer olumsuz faktörlerin de bir araya gelmesi ile özellikle eşlerden kadın olan taraf için hayatı sürdürmek danışan geri bildirimlerinden anlaşıldığı üzere daha kabul edilemez ve tahammülü güç olmaktadır ve terapinin bu major sebepler ile dağılmanın eşine gelmiş aile birliği ve çift yaşantısına katkısı sınırlı kalmaktadır. Evlilik ve çift terapisinde eşlerin yüksek tepkisi ve birbirini reddine sebep olan ve aile birliğini temelde sarsan aldatma ile ilgili problemlerde ise yine duygusal bağlar ve çiftin kişilik yapıları ile kültürel alt kodları ile ve de birbirlerinden ve yaşamdan beklentileri, sağlık problemleri, maddi gelir durumları, özellikle eşlerden kadının erkeğin finansal gücüne olan ihtiyacı ve bakımı gereken küçük çocuklarının bulunması veya eğitim giderleri olan öğrenim çağında büyük çocukları, kendine ait evi barınma ve geçim koşullarının yeterince sağlanamayacağı endişesi ile boşanma avukatı veya mahkeme yerine terapiste başvuran çiftler ise evliliği sürdürebilmek için geçerli olabilecek makul birkaç dayanağı bulmak ve aldatılan eşin öfke, üzüntü, belki depresyon, çaresizlik ve durumu kabullenememek şeklinde yaşadıkları negatif duygu ve düşüncelerinden kurtulmak ve yola beraber devam etmek maksadı ile terapiye ortak kararları ile başvurduklarından, özellikle aldatılan tarafın destekleyici terapiden yararlanması ve duygularının, düşüncelerinin regülasyonu ve yaşanan aldatma olayının geride bırakılması başarılarak çiftin yollarına devam etmek için istedikleri desteğin sağlanması terapi hedeflerinin başında gelmektedir. Aldatma eyleminde aldatan ancak evliliğini de sürdürmek isteyen eşin karşısında ki üzgün, öfkeli ve durumu tolere etmekte güçlük çeken eşine ikna amaçlı sözleri, aslında onu sevmeye devam ettiği, bu yaşanan durumun ilk kez veya bir kereye mahsus ve bir hata sonucu olduğu, boşluğa düştüğü için, depresyonda olduğu için gibi çeşitli açıklamalar içeren sözler olacaktır. Eşini affetmeyi düşünen kişi için ise bu izahatlar görünüşte teselli edici gibi dursa da genellikle aldatılan eş ciddi kırılma yaşayıp depresyona girmektedir. Bireysel terapisi ve ilişkisi ile ilgili sorgulamalar, yeni kararlar alma ihtiyacı arka planda güçlü motivasyon ile ortaya çıkmakta ve kendisi ve ilişkisinin durumu ve de partneri ile ilgili bu yeni farkındalıklar can yakmaktadır. Aldatılmayı bir şekilde çeşitli rasyonel sebepler veya gerçekte olmayan aklileştirmeler ile kabullenip evliliği veya ilişkisi devam ettiren kişi, psikolojik destek alarak yoluna zorlanarak da olsa devam ederken aslında bir yandan terapi yolu ile güçlenmekte ve travmasını onarmak için içsel bir yolculuk ve çalışma başlatmaktadır. Depresyona girip kendini olumsuz duygulara gömmek yerine çıkış aramaktadır. Diğer yandan ayrılıp uzaklaşmayı başaran, aldatan partner veya eşi hayatından çıkaran kişilerde benzer bir içsel onarım ve yolculuğa bir adım önde başlamaktadır, çünkü en azından kendine bu kadar olsun hak ettiği iyiliği yapabilmiş olmak iyi gelmektedir. Fakat sevgili veya eş olsun önceden bizzat bizim kendi seçimimiz olan ayrıldığınız veya devam ettiğiniz ilişkide sizi aldatmış olan partnerinizin ‘kişilik bozukluğu’ varsa onu seçtiğiniz için kendinizi de gözden geçirmeniz gerekecektir. Kendiniz üzerinde çalışmadan ve kendi kişiliğinizin düzeltilmesi gereken yanlarını onarmadan ve geliştirmeden yeni seçimlere gitmemenin kendinizi acı ve üzüntüden korumanın en iyi yolu olduğunu unutmamak lazım. Aldatılan kadın ise aile birliğinin dağılmaması, çocukların geleceği ve kocadan finansal beklentiler gibi nedenler ile eşini affetmeyi tercih etmesi yine kadının altta yatan kişilik yapısı ile yakından ilgilidir. Hiç maddi gücü olmadığı halde boşanmayı tercih edebileceği gibi çalışan ve kendine maddi olarak yetebilen bir başka kadın örneği bağımlı kişilik özellikleri göstererek eşinden ayrılmamayı ve evliliği korumayı seçebilmektedir. Çocukların yaşının küçük olması ve toplumsal bazı unsurlarda kadının boşanma kararını ertelemesi ve kendini buna hazırlamak için zaman kazanmaya çalışması veya erkeğin dışarıdaki ilişkisi için eşini ve çocuklarını terk etmek gibi bir arzusu varsa buna imkan vermemek için boşanmayı reddetmek ve direnmek de bir yöntem olabilmektedir. Ancak bu olasılıkların her biri diğerinden zor ve psikolojik olarak güç olduğundan psikoterapi destekleri de işte tam da bu aşamalarda devreye girmekte ve bu zorlu süreçlerden danışanların en az zararla ve olabilecek en güçlü şekilde sıyrılabilmesini sağlamaya çalışmaktadır. Kişinin zor günleri atlatmak yanı sıra kendi bireysel terapisi ve varoluş süreci gerçek anlamda kendini yeniden yapılandırma ve onarması yeni ilişkilere ve yeni yaşamlara kendini hazırlaması da yine bu destek terapilerinin bir diğer ayağını oluşturmaktadır. Kadının iyi ve kazançlı bir mesleğe ve finans gücüne sahip olması durumunda ise daha büyük orada aldatma fiili boşanmaya doğru ilerleyebilmekle beraber kadının kişilik yapısı da yine bu durumda da etkin olmakta bağımlı yapıda veya her şeye rağmen çocuğu olmasa bile eşini sevdiği gerekçesi ile affetmeyi tercih eden bir kadında kocanın evliliği sürdürme gayretine karşılık vermiş olur ki bu durumda ki çiftlerinde sağlıklı bir ilişki yürütmeyi tekrar denemek için kaldığı yerden ilişkiye hiçbir şey olmamış, aldatma yaşanmamış gibi devam etmeyi düşünmek yerine bireysel ve çift terapileri yardımı ile hem kendilerini tanımak, bireysel iç yolculuklarını tamamlamak için hem de çift olarak ilişkiden beklentilerinin neler olduğu ve niçin karşılanmadığı ve eşlerden birinin evlilik dışı ilişkiye gitme nedenleri üzerinde çalışılması gerekmektedir. Aldatma fiili zaman içerisinde unutulması maalesef pek de mümkün olmayan sürekli örtük ve dile getirilmemesinden kaçınılan bir felaket olarak ilişkilerin karakaplı seyir defterinde saklanırken bile yakıcılığını koruduğu bir gerçektir. Çift terapilerinde bu incitici ve yıkıcı duyguların açığa çıkarılması, birikmiş öfke ve kırgınlığın dile getirilmesi, sevgilerin nefrete dönüşmesini belki önleyebilmekte ve en iyi ihtimalle kişilerin duyguları açık ve samimi bir şekilde ifade etmesinin mümkün olduğu güvenli bir ortam sunmaktadır psikoterapi seansları. Aldatanın kadın olduğu durumlarda çocuk faktörü ve finansal durumların ne olduğu önemini yitirmekte ve terapi çabaları aile birliğinin desteklenmesi çoğu kez yetersiz kalmaktadır zira toplumsal yapı ve kültürel alt kodlar erkeğin karısının kendisini aldattığını çoğu kez tolere edememekte ve iş boşanmaya uzanabilmektedir. Erkeğin evliliği devam ettirdiği durumlarda aldatmaya maruz kalan kadınlar gibi depresyona girdiği ve devam ettirilmeye çalışılan evlilikte aynı çatı altında yaşantıda kadına büyük ölçüde fiziksel ve sözel şiddet göstererek yine altta yatan bireysel kişilik problemleri ile orantılı tepkiler ve öfke patlamaları göstermektedir.

Evlilikte Aldatma ve Sonrası: Terapinin Sunduğu Destek ve İyileşme Yolları

Psikoterapiyi Anlamak için 6 Soru

Henüz burada görüntülenecek bir içerik yok.