EŞLER ARASINDA CİNSEL YAŞANTILARLA İLGİLİ PROBLEMLER
Her evlilik yaşantısında yada partner ilişkisinde doğal olarak cinsel yaşantıların paylaşımların eşler tarafından doyumlu algılanması çok önemlidir. Bir anlamda çiftin ilişkisinin geleceğini belirler.Ancak ne yazık ki tüm çiftlerin yada bireylerin cinsel yönden sağlıklı ve doyumlu olması mümkün olamamaktadır. Eşlerden gerek kadınların gerekse de erkek partnerlerin ciddi ve ilişkiyi olumsuz etkileyecek düzeyde cinsel sorunları olabilmektedir. Cinsel problemleri anlamanın en iyi yolu, onu birbirini etkileyen birçok nedenin ortaya çıkardığı fiziksel, bilişsel, davranışsal, duygusal ve ilişkisel bir durum olarak kabul etmektir. Soruna neden olan kişiye özel etmenlere odaklanmak, bu sayede soruna başarılı bir şekilde yaklaşabilmek ve sorun olan konu hakkındaki eski duygu, düşünce ve davranışlardan kaçınmak esastır.
Kadınlarda
- İstek bozuklukları ,
- Orgazm sorunları ,
- Vajinismus gibi problemler ön sıralarda giderken ,
Erkeklerde
- Erken boşalma ,
- Ereksiyon bozuklukları ve
- İstek bozuklukları
aynı sırayı takibetmektedir.
Cinsel sorunlar bireylerin cinsel yaşamlarındaki beklentilerinin yeterince yada hiç karşılanmamasıyla sonuçlanabilir.Duygusal sebepler mevcut olabilir, depresyon, anksiyete, yetersiz cinsel bilgiye sahip olma, geçmişte olumsuz cinsel deneyim yaşantılamış olmak, hatda cinsel travma öyküsü yada istenmeyen gebelikle sonuçlanmış taciz ve tecavüz ve/veya cinsel yönden hastalık kapma korkusu gibi, fiziksel bedene ait sıkıntılar hormon düzensizlikleri, damar sertliği ,diabet ve nörolojik problemler cinsel problemleri beraberinde getirebilir.
Eşlerin yada çiftin birbiriyle olan psikolojik ,duygusal sorunları ,sevgi yetersizliği ,öfkeler , aldatma , bazen ciddi boyutdaki ekonomik sorunların yoğunluğu na bağlı olarak da cinsel yaşamda ciddi sorunlar baş göstermeye başlar.
Yaşadığımız toplumun kültürel kodları ve cinselliği onay vermeyen karşıt tutumunundan kaynaklanan ailesel ve toplumsal baskılar, özellikle bayanların aile içinde yetiştirilme tarzları da erişkinlik dönemindeki cinsel yaşantılarını olumsuz açıdan etkilemektedir.Çok çeşitli ve sıradan nedenlerle cinsel işlevlerde bozukluklar ve bunun sonucu evlilik ve çift yaşantısında doyumsuzluklar ileri derece mutsuzluklar gözlenebilmektedir.
Sonuçta cinsel yaşantıların yolunda gitmeyen başarısız yaşam alanları haline dönüşmesi organik hastalık sebeplerine bağlı olmadığı durumda ki çoğu kez böyledir durum ,bir hekime baş vurarak fiziksel bir hastalık olmadığı anlaşıldıktan sonra sonra çiftin yaşadığı cinsel yaşantı zorlukları psikolojik nedenlere dayanmaktadıt denilebilir.
Cinsel isteksizliklerden, partnere cinsel ilgis düşüklüğü ya da cinsel ilişki nin yeterli uyarılma ve orgazma ulaşmadaki güçlüklerinden söz edilebilinir.
Cinsel problemler “birincil (primer veya ikincil (sekonder )olarak ortaya çıkarlar. Birincil cinsel sorunlar kişinin cinsel yaşantısının başlangıcı itibarıyla var olan sıkıntılardır.
Eş yada çift yaşantısı söz konusu isede çiftin cinsel yaşantılrının başlangıcı itibariyle süreklilik gösterek var olan cinsel problemlerden söz edilmektedir. Örneğin; bir erkekte daima ereksiyon probleminin olması, veya bir bayanın da evliliğinin başlangıcından itibaren vajinismusu yada orgazm problemi olması gibi.
İkincil (sonradan ortaya çıkan ) cinsel yaşantı problemlerinde ise kişi cinsel yöndensağlıklı ve mutlu yaşantılara sahip iken sonradan ortaya çıkan sorunlardan söz edilmektedir.Örneğin; bir kadın önceleri vajinismusu yokken evliliğin ilerleyen yıllarında aniden vajinismus probleminin ortaya çıkması gibi cinsel uyarılma” ve “orgazm”da görülen problemler olduğu ifade edilmiştir.
Bilinen şudur ki cinsel terapistlere baş vuran vakaların önemli çoğunluğunu fiziki bir cinsel problem sahip olmayan danışanlar ve çiftlerden oluşmaktadır.Çiftler psikolojik nedenlere bağlı olarak cinsel fonksiyonları ile ilgili ciddi sorunlar yaşadıkları ve bunlarI çözemediklerinden dolayı partnerleriyle cinsel yaşantılarının yolunda gitmediği yüksek olasılıkla ilişkilerinin bozulduğu ,aldatma ve partner kaybı gibi istenmeyen durumlarla karşı karşıya kaldıklarıyla ilgili geri bildirimler alınmaktadır.
Söz konusu baş vuru şikayetlerinin önemli kısmı cinsel istek yetersizliği veya hiç cinsel istek bulunmayışı ,cinsel ilişkiden doyum sağlayamama ,vajinismus gibi sorunlarda ise eşlerin hiç ilişki kurmayı başaramaması , aynı sebeple b Cinsel ilişkiden nefret edilmesi, cinsel ilgi eksikliğinden farklı olarak cinsel partnerden yada cinsellikle ilgili tüm faliyetlerden kaçınılması halidir. Eşle ilgili duygusal zorlantılar ,sevgisizlik ve eşi reddetme buna sebep olabildiği gibi ,ciddi cinsel travmalar , cinsel tercih farklılıklarıda buna neden olabilmektedir.özellikle cinsel ilişkiden , haz almamak, hatda yoğun anksiyete ve korku duymak.
bir çocuk sahibi olamama , eşlerin bu sorunlarla uğraşmaktan ilişkilerinin ve evliliklerinin ciddi anlamda yıpranması ve bazende istenmeyen ayrılıkların ve boşanmaların eşiğine kadar gelmiş çiftler söz konusu olmaktadır.
- Eşi tarafından istismar ediliyor olmak
- Eşlerin Evlilik dışı ilişki sürdürüyor olması
- Evlilik ilişkisinde eşler arasında şiddetli geçimsizlik,boşanma ve ayrı yaşama durumunun varlığı.
Altta yatan önemli bir neden varsa buna yönelik tedavi ye gidilmelidir. Örneğin cinsel travmaya bağlı isteksizlikte uzun süreli psikoterapiye ek olarak eşle birlikte cinsel terapi de yapılmalıdır. Bazen sadece cinsel terapi yeterli de olabilmektedir.
İstek uygunsuzluğu olan çiftlerde durumun evrensel olduğu , pek çok çiftte görüldüğü anlatılmalıdır.Çiftin ilişki sıklığı konusunda uzlaşması sağlanmalıdır. İlişkinin cinsellik dışındaki alanlarda nasıl olduğunun üzerinde durulmalıdır. Çift arasında yakınlaşmayı ve iletişimi arttırıcı öneriler ,cinsellik dışındaki yaşam alanlarında ki paylaşımların arttırılması ve güçlendirilmesi, sürdürülmek istenen evliliklerde çiftlere verebileceğimiz önerilerdendir.